2025 itibarıyla konut kiralarında %25 zam sınırı sona ermiş, artışlar yeniden TÜFE 12 aylık ortalama oranıyla sınırlandırılmıştır. Kiracılar yüksek artışlara karşı korunurken, ev sahipleri de kira tespit davası ve tahliye gibi yasal haklarını kullanabilmektedir.
İşten çıkarılan çalışan; kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti gibi haklarını talep edebilir, haksız fesih halinde işe iade davası açabilir. İşveren ise fesihte geçerli nedene dayanmalı, usule uymalı ve tüm alacakları eksiksiz ödemelidir.
KVKK, şirketlere kişisel verileri hukuka uygun şekilde işleme, güvenliğini sağlama ve ilgili kişileri bilgilendirme yükümlülüğü getirir. Uyum için veri envanteri çıkarılması, aydınlatma metinleri hazırlanması, güvenlik önlemleri alınması ve çalışanlara eğitim verilmesi gereklidir.
Boşanma davaları Türk Medeni Kanunu’na göre anlaşmalı ve çekişmeli olarak yürütülür; süreçte velayet, nafaka ve mal paylaşımı gibi konular da karara bağlanır. Yargıtay içtihatları, özellikle çocukların üstün yararı ve nafaka adaleti açısından uygulamada yol gösterici olmaktadır.
Şirketlerde sermaye artırımı, ortaklık yapısının güçlendirilmesi ve yeni kaynak yaratılması için önemli bir araçtır. Pay devri ve ana sözleşme değişiklikleri ise Ticaret Sicili’nde tescil edilerek resmiyet kazanır ve ortaklar arası uyuşmazlıkların önlenmesinde kritik rol oynar.
İş sözleşmesinin feshi, Türk İş Hukuku’nda sıkı usul ve gerekçe şartlarına bağlıdır; geçerli veya haklı sebep olmaksızın yapılan fesihler Yargıtay içtihatlarıyla geçersiz sayılmaktadır. 2025 itibarıyla işçiler iş güvencesi kapsamında işe iade hakkını, işverenler ise usule uygunluk ve son çare ilkesini gözetmek zorundadır.
Türk İş Hukuku’nda fazla mesai, haftalık 45 saati aşan çalışmalar için geçerli olup günlük 11 saat ve yıllık 270 saat sınırlarıyla düzenlenmiştir. Yargıtay kararları, işçinin onayının zorunluluğunu ve ödenmeyen fazla mesai ücretlerinde işverenin belgeyle ispat yükümlülüğünü vurgulamaktadır.
Tüketici hukuku, ayıplı mal ve hizmetlerde bedel iadesi, onarım, indirim ve değişim gibi seçimlik haklar tanırken; garanti, cayma hakkı ve hakem heyeti süreçleriyle tüketiciyi korur. 2025 itibarıyla Yargıtay kararları da bu hakların kullanımında tüketici lehine yorum ilkesini pekiştirmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nda tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım nafakası ile tarafların ve çocukların ekonomik ihtiyaçları güvence altına alınır. 2025 itibarıyla Yargıtay kararları, nafaka miktarının hakkaniyete göre belirlenmesi ve koşullar değiştiğinde artırılıp azaltılabilmesi ilkesini pekiştirmektedir.